29 Ekim 2014 Çarşamba

gece lafları 3

dostlar şimdik sizlerle yeni bir sohbet perdesini açacağız. neden ?? başka yazı yazacak zamanım yok. aslında bugün sizlerle başka bişilerden bahsedecektim ama fotoğraf makinasındaki fotoğrafları almaktan çooooook üşeniyorum. fotoğrafları alınca farklı konularda konuşacağız inşallah. şimdilik bu zavallı dostunuz boş boş laflarını dinlemek zorunda kalacaksınız.

şimdik bu her yerde görebilceğimiz resimleri neden bizlerle paylaştın diyeceksiniz. evet ama bu bizim köydeki evimizin balkonundan çektiğim fotoğraflar. ben bu yaz neredeyse hiç tatil yapmadım, tezlerle ve yeğenlerimle uğraştım durdum. en gıcık olduğum şeyde şimdi ben tam düzeneği kuruyorum. bilgisayar dökümanlar falan. kapıyıda kapatıyorum. yeğenlerim içeri gelmesin diye. çünkü bilgisayarda yazı yazmama müsaade etmiyolar. tam o sırda ablamlardan birisi ben tezle uğraştığımı bile bile sırf beni gıcık etmek için gelip çat kapıyı açıyo. suratta şeytani bir gülümseme. bakalım teyzeniz burda napıyomuşşşşş, diye salak bi ifade. sonra ağzını bozdun diyolar bana sevgili takipçi dostlarım. yani küfürü haketmiyo mu. gözümden ateş püskürtüyorum, karşında tip tip sırıtıyolar. çıldırmak işten değil. neyse işte ben böyle yazın çok bunaldım. sonra aşkım annemle köye gitmeye karar verdik. allahım ilahi huzura kavuştum. anlatamam size dostlar. bi rahatladım. sinirlerim gevşedi, resmen o kadar gerginim ki aşkım annemi bile tersliyorum. ben normalde çok huyluyumdur. böyle pasaklı yerlerde duramam. bizim köydeki evede aylardır kimse uğramadığından gayet pisti. hiçççç temizlemeye falan çalışmadım. temiz nevresimlerimi geçirdim yattım,ayağımda da terlikler. toza pise değmeden bir hafta geçirdim. bu sene varya üç ay ordayım kılımı bile kıpırdatmayacağım. doğal ortam, temiz hava, en önemlisi sessizlik. iyice yaşlandım artık kafam hiç gürültüyü götürmüyor. beni bilen az sayıdaki arkadaşlarım bilirler ki ben gülleri çok severim. güllerle ilgilenmeyi özellikle gül budamayı. benim için bir çeşit terapi gibi. köydeki bir hafta boyunca evin önündeki kocaman gül ağacını budadım. zaten ben büyüttüm o gülü. her sene gittiğimde güzelce budarım. otlarını temizlerim. ellerim falan su topladı ama değdi. çok cici oldu. açtığı zaman çok mükemmel görüyor ağaç. eski tip güllerden. ben bu yeni ziraat güllerini beğenmiyorum. doğru dürüst kokmuyor bile. benim gül ağacım açtığı zaman eve gül kokusu doluyor. çok tatlı bi ağaçtır. ben onu çok severim. o da bilir. ben biliyorum ben gelince hissediyor. geri kalan vakitlerimde de. gördüğünüz manzarayı gören balkonda sedir de pinekleyip çay içiyordum. ellilerin, atmışların taş plak parçalarını indirdim. müzik mükemmel, ortam mükemmel. ben bi de iyi çay demlerim söylemesi ayıp. her sabah aşkım anneme sarılıp istediğin kadar şımarıklık yapmakta cabası. bir an önce yaz gelsin

5 Ekim 2014 Pazar

ya moda olmasın nolurrrr :(


dostlar öncelikle kurban bayramınızı kutlayarak yazıma başlamak istiyorum. yaptığın iş de söylenmez ama hayatımda ilk defa kurban kestim. çok heyecanlı bence.
neyse yukarıda görmüş olduğunuz ciciler de benim bayramlıklarım. kendime bayram cicileri aldım. çok gariiiiiibim bu bayram ben :(( kaldım ya gurbet ellerdeee. öpcek el bile yook :((
napim bende boş durmayayım dedim. yarın diyarbakıra gidiyorum. sıkıldım burda otur otur. tecrübelerimi sizlerle paylaşırım ilerleyen yazılarda. yukarıda gördüğünüz cici resmi benim için adasehir hazırladı. nerden aldığımı söylemicem bana ne yaaaa. almayın lan. moda olmasın. yolda izde görcem diye ödüm patlıyo zati :DD napim ya şu pişti işini hiç sevmiyorum. bi de çok severek aldığım şeyler moda olunca çok sinirleniyorum. işin yoksa bekle ki modası geçsin. durduğu yerde eskiyor resmen. bana bencil demeyin dostlarım, sadece moda sevmiyom ben valla bak!!

3 Ekim 2014 Cuma

şeker gugili



şimdik dostlar sizlerle biraz nostalji yapalım diyorum. tabi bilenler için nostalji bilmeyenler için yeni bir dünyaa... türkiyenin her tarafında var mı bilmiyorum ama bizim bölgede mevlitlerden sonra böyle şekerler dağıtılır. aslında bu biraz daha modernleşmiş biçimi. eskiden benim çocukluğumda yani bu beyaz üzerinde pempiş işlemeleri olan bir kağıda sarılırdı. biz bu sarış biçimine gugil diyoruz. hatta böyle siyah hortumlarla kağıttan gugiller yapılıp, yoldan geçenlerin başlarına atılırdı :DD çocuklar olarak eğleniyorduk kendi aramızda :P neyse işte bu gugil biçimindeki kağıtların içine akide şekerleri doldururlar renkli renkli . en tepesinde de lokum olur. gül lokumu. tabi lokum kimin olacak diye deli  gibi kavga ederdik biz kuzenlerle çocukken. benim akıllı geçinen kuzenlerim ben küçüküm diye beni kandırmaya çalışıyorlardı ama hiç kaptırmadım lokumu, merak etmeyin hihi. işte geçenlerde memlekete gittiğimde annem camiden bir gugil getirdi. ama nasıl sevindim. gözüm doldu resmen. piyyy yaşlandımmmm. öhömm neyse. bomba gibiyim ben hiçç bişim yok. aldım gugili kimse bulmasın diye sakladım. gittim geldim yedim bütün şekerleri. eheee ehe. ama yemeden önce sizin için resmini çekmiştim neyseki. dostlarım bir gün görüşürsek sizinle paylaşabilirim şekerlemelerimi. nım nım çok tatlıııı

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...