30 Nisan 2014 Çarşamba

öneri


dostlar bugün size bi film önereciğim ismiyle müstesna... izleyin diyosam izleyin kardeşim. baak ben gerçekten zevkli bir adamımdır, daha sonrasında teşekkürlerinizi kabul edebilirim. belki de çoktan izlemişinizdir, ben izlemeyenler için bahsedeyim. arkadaş varya son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi belki de kendisi... ses, görüntü, kadraj, oyunculuklar falan fenaaaa.... ne ararsan var konu dersen konu akıcılık dersen akıcılık.... izle dedim o kadar. o amcaya yapılır mıydı bu be.... yukarıda oturan amcanın aksanına ba-yıl-dım.
 tabi duymak içinaltyaılı izleyin. zaten bu amcayı king speach de de beğenmiştim ama burda zirve yapmış. bu filmin adını daha önce duymuştum ama biraz önyargılıydım. ben biraz daha eski kuşak filmleri severim. popüler ve özellikle son dönem yapılan filmlere antipatim var ama bu film başka tam bi klasik. son olarak

şu şırfıntıya uyuz oldum. kadın çok iyi bi oyuncu şu an kendisinden nefret ediyorum. pislik ... siz izleyin hep beraber tükürelim. böyle tek başına insan rahatlayamıyor :D bir iki üç dedim mi hep birlikte aşk ile tükürcez. izleyin görüşelim...

28 Nisan 2014 Pazartesi

çamaşır makinesiyle mücadelem



evet arkideşler yukarıda gördüğünüz ayran yayığına benzeyen alet aslında bir çamaşır makinesi. ben şahsen onu çalıştırmaya çalışana kadar üstünle başımla ilk gördüğüm akarsuya atlarım . bugün sizlere çamaşır makineleri ile aramdaki hususi ilişkiyi anlatacağım.
ilk kez bir çamaşır makinesini kullanmaya çalışmam üni yıllarıma tekamül ediyürr. ondan öncesinde evdeki alete vallah elimi sürmemişim. annemle onun arasında değişik bir iletişim biçimi vardı ve anlaşıyorlardı. ama ben karşısına geçip bakıp bakıp sonunda "anneeeee pantolonum yıkanacak bi gelsene "diye bağırıyordum. aslına bakarsanız ben ilk okuldayken prizleri falan tamir eden bir insandım. fakat gel gör ki o alet benim için tanımlanamayan bir gök cismi kadar anlamsızdı. evet itiraf ediyorum kullanmayı çok zor öğrendim. onun yerine üç katlı integral çözerim daha iyi. 

yukarıda gördüğünüz resim bugün ki beni anlatıyor. şimdik olaylar şöyle gelişti. dün gece makinaya çamaşır attık. her zamanki gibi doğru programı bulup bulamadığımızdan tam olarak emin olamayarak düğmeye bastık. bu arada herbir makinenin de kendine göre programları var ben bi keresinde bir alman cihazına denk geldim. göstergeler falan hep almanca. allah cezanızı versin dedim.
neyse makine yıkadı çamaşırı alacağız kapağı açılmıyor. zaten kendi kendine su koyveriyordu biyerlerinden. neyse efemmm neticede kapak açılmadı. bende makinenin tepesini söktüm. yani üstkapağını açtım. arkadaş ara tara uğraşırken açtım ön kapağını. valla ne yalan söylim kendimle gurur duyuyorum gerçekten. hatta su koyveren yerini de tespit ettim. deterjan gözüne giden su borusu kırılmış meğersem. şimdik oraya bi sakız yapıştırmayı ya da bulabilirsem silikonlamayı düşünüyorum. kapağı kapatınca vidaları çok sıkmadım, sonra açması kolay olsun. benim bi arkadaşım var bunu okuyunca ben sana yapma demedim mi dicek ama yaptım mutluyummmm.... kisss

26 Nisan 2014 Cumartesi

ggümm sol güm tek gümmm sol gümtek


evvet gençler işte geldim burdayım ben bu işte ustayım.... yukarıda gördüğünüz esracengiz çalgımızın ismi erbane ve ben bugün onun kursuna başladım. bugün vuruşları öğrendim. üç çeşit vuruş var. erbaneyi bir saat gibi düşünüyoruz. saat 6 yönünde bir elimiz saat dokuz yönünde diğer elimiz olacak... neyse gerisini yanıma gelirseniz öğretirim. buradan zor oluyor. neyse ritim çalışmaya başladım. yukarıda başlıkta gördüğünüzde 4 4 lük bir ritim. çok eğlenceli millet herkeslere tavsiye ederim. acayip stres attırıyor haaaaaaaa.
güm sol güm tek :D 
öğrenmeside kolay , gerçi laf aramızda hoca bey beni yetenekli buldu. neyse hocanın anlattıklarından aklımda kalanları sizinle paylaşmaya çalışayım. bu çalgı arkadaşımız yaklaşık 10 bin yıllık bilinen en eski çalgılardan birisi. ilk olarak mezopotamya bölgesinde ayinlerde felan kullanılmaya başlamış. günümüzde ise yezidi amcalar ibadetlerinde kullanmaktaymış, şaman amcalar hakeza öyle , bildiğiniz üzre müslim amcalar zikirlerinde kullanıyor... felan falan yani dini kültürel sosyolojik bir çok yönü olan eğlenceli bir çalgı. hoca amca eğer aşmamışsa dediğine göre kendi erbanimiz ile aramızda çok güçlü bir bağ oluyormuş. bilemicem benim erbanim  bikaç gün sonra gelcek. irandan kaçak geliyor. bu arada en iyi erbaniler güney iranda bulunuyormuş. ya da beni buluyorsunuz ben size ayarlamaya çalışıyorum. neyse ben arkadaşımın erbanisine takıldım bugün fazla bağlılık geliştirmek istemedim. sonra kopamam gössslerim yaşarabilir. bu arada verdiğim bilgilerin tamamı hocadan ben onun yalancısıyım


son birkaç bilgi vereyim. bu çalgıyı genelde hanımlar çalarlarmış. her yerde kursu bulunmuyor ama bulursanız bence deneyin gençler. daha çok fikir sahibi olmak için "yarım ay" isimli belgesel film tarzı bişey var izleyebilirsiniz. güm sol güm tek :D geriside size kalmış.....

24 Nisan 2014 Perşembe

yuvarlanıp gidiyoruz öylece

fazla klasik müzik bana yaramıyor gerçekten. başkalarında beyinsel faaliyet artırıyormuş bende depresyon arttırıyor. anlamadım. 
bende bi tuhaflık olduğu doğduğum gün belliydi zaten. annemde şaşırmıştır bence. gerçi şaşırdığı kesin çünkü 6 kilo doğmuşum. şimdi görseniz hayatta inanmazsınız. benjamin button gibi tersten gidiyorum :D 
ay güldüğüme bakmayın valla içim kıyıldı. 3-4 saattir opera falan dinliyorum.(bu arada yukarıda gördüğünüz hoş hanım maria callas) bi kenardan da durumu dengelemek için çikilota yiyorum ama skor eşit değil. elimdeki kitap da fena değil ama benim havam kaçtı bi defa. şu an kapı çalsa ve dünyada en çok görmek isteyeceğim insan evladı karşıma çıksa hiç bi halt yapmam, sizde boşuna heyecan yapmayın. :D gerçi şu an görsem sevinirim dicem kimse aklıma gelmiyor. belki şu an bir dolap dolusu dondurma kapıya gelse saat geç oldu onu yemem sanırım. zaten çikilotayı biraz abarttım. hepsi tamam da şu alman çikilotalarına bi zaafım var.
 dün ben baya da alışveriş yaptım. bi tane saat bi tane güneş gözlüğü bi dünya makyaj malzemesi aldım. hafif battım ama pişman değilim. bu arada hala siyah taytım üstümde belirtmek istedim. diceksiniz kirlenmiyor mu? kirlenmiyor:D üşenmeyi bırakırsam yakında spora başlayacağım. bi buçuk aydır ön hazırlıklarım sürüyor. ama olacak inanıyorum gerçekten. yaz gelmeden bi kaç kilo veririm paşalar gibi.
yakın bir zamanda bazı insan gruplarına küçük çaplı istemsiz eziyetlerim olacak. mesleğimin ortaya çıkmaması açısından pek bilgi veremicem. gerçekten hiç kötü niyetim yok ama yapacak bişey yok, meslek icabı...
ya ben bu bilgilerim konusunda biraz cimriyim aslında paylaşmam gereken şeyler var ama o kadar kolay yoldan ulaşılmasını istemiyorum. bilginin biraz sancılısı daha makbul. kadir kıymet bilirsin en azından. bugün size belki de bazı insan tipleriden bahsedebilirim. bu insan arkadaşlar böyle sürekli çok eğleniyormuş gibi davranıyorlar. sürekli hareket halindeler. sanki dursalar dünya da duracak. kahkahalar havada patlıyor. falan filan... ben onlara çok üzülüyorum gerçekten. uzaktan bakınca ne bilim bi tuhaflık var. insan bazen ağlamalı. canı sıkkın olmalı. isyan etmeli. oturup kalmalı. sabit kurda seyretmemeli yani.
bi de başka bi insan tipi var, o da sürekli ağlak...
ağlamıyor ama insanın öyle tipleri görünce içini fenalık basıyor. yaw bi kalkıp gitsede kurtulsak diye bakıyor. bi de böyle adamların gülümsemelerini sağlayabilirsen, daha iyisi içten bi kahkaha duyabilirsen eğer insan kendini zafer kazanmış gibi hissediyor. beni sorarsanız karla karışık. yok dengesiz değilim korkmayın. tamam bazen çizgi dışına çıktığım doğrudur, ama genelde yuvarlanıp gidiyoruz öylece...


21 Nisan 2014 Pazartesi

taytımla gezerken aklıma gelenler

evet ben geri geldim merebayyın... şey bu günkü aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istedim. kısa da olsa bir süredir sesim çıkmıyordu, çünküsü baya da meşgulüm de ben ondannn
         şimdik ben farkettim ki ben böyle mekanları gözümde çok büyütüyorum. mesela isim vermicem bazı markalarda gördüğümüz insanlar sanki çok önemli insanlarmış zannediyorum. ama meğersem bende giriyorum oralara bende bi değişiklik olmuyor. o zaman sanırımki ordakilerde de bi numara yok. ama zannediyorum onlar çok mühim zatlar. biz hep böyle zannettiğimizden kendimizi özel hissetmek adına bazı yerlere gidip bazı insanlarla konuşmaya çok meraklı olabiliyoruz. öz değerimizi başkalarında arıyoruz. ama aradığımızı hiçbir zaman bulamıyoruz bu da bizi yoruyor. 

          x markasını giymek x mekanında gezmek ya da x şahsıyla arkadaş olmak ne bize birşey ekler ne de eksiltir. insanlar yüzümüze karşı gülseler bile arkamızdan daha çok gülerler. kendine oluşturduğun kozanın adamı değilsen ya da o kozayı sen örmemişsen orda sana hayat şansı yoktur. çirkin bile olsa kendi ördüğün kozayı terketip başkasının kozasını tercih etmemelisin. çünkü orası senin burun deliklerine göre değil. nefes alamazsın. öyleymiş işteee..
         başka size ne söylesem. bence canınız ne istiyorsa onu yapın. hatta canınız illa başka bir kozaya geçmek ve gerkirse acı çekmek istiyorsa onu da yapın. çünkü ordaki ızdırap, bulunduğunuz kozadaki mutluluktan daha büyük bir haz verecektir. aslında insanlar pek öyle mutluluk peşinde koşmaz. koşsa aşık falan olmazdı. ben daha acısız aşk ne gördüm ne de duydum. ama gördüğüm tüm toplumlar çılgınlar gibi aşkı arıyo ve aşkın peşinde koşuyor. her türlü acıyı göze alarak. bence birini fazla sevmek hiç akıllıca değil. ve en önce karşındaki insana haksızlık. ve tabi kendine de. gerçi dediğim gibi insanoğlu acıyı seviyor, mazoşist yanımızı kabullenip acılardan keyif almaya devam o zaman xoxo

18 Nisan 2014 Cuma

vazgeçtim yanlış anlaşılır, gerçi bu da yanlış anlaşılır :D

          öncelikle merabayın dostlar, şey ben bi blog açtım ama burada sizlerle ne paylaşacağıma karar vermedim. güzel bişey görürsem size de göstertirim. o zamana kadar biraz sohbet edebiliriz belki de..yani ben şimdik hep böyle üstü kapalı tarzda kosuşacam. inşalla beni anlarsınız...


         böyle bazı insanlar var tamam mı, çok münasebetsiz gerçekten. bişey söylüyo arkasında durmuyo hiç. hemen bi kıvırma durumu oluyo. yani ben birisine kızarsam laf olsun diye kızmam mesela, kızarım sonraa haklıysam özür beklerim yok değilsem özür dilerim. ama bazıları gelip adama abuk subuk şeyler söylüyo sonrada "ben böyle insalarla hemen arama mesafe koyarım mesela" gelip şirinlik yapıyo sorsan, bana oldukça sevimsiz görünüyolar açıkçası. bi de bunlar bi sırıtık bi sevimsiz oluyo, hepsi de böyle oluyo yani. siz beni daha tanımıyonuz tabi ama yazdıkça yawaş yawaş ısınırsnız. kemdimce sempatikimdir gerçekten.
         bi de böyle bazı insanlar var ,yawww ne idü belirsiz. yani böyle nasıl davrancanı şaşırıyo insan. gözlerinde bi şaibe var. güven vermiyo anlatabiliyom mu. yani mesihde olabilir deccal da. ben böyle meshebi karışık adamları da hep sevmiyom. benim karakterime müsait değil. hiç sevmem ben şaibeli şeyleri, böyle keskin olcak net olcak kafa karıştırmıcak. baktın mı içini dışını görcen saydam olcak. mesela ben kıyafette de öyle severim mesela net olcak, öyle heryerinden bişey sallanmicak. ev dekorasyonu konusunda da kafam aynı. böyle heryerde bişey heryerde bişey... ben ona bakamıyom bile midem falan bulanmaya başlıyo. bi de orta sehpası hiç sevmem. evin ortasına %90 ını kullanmadığım bişey koyup etrafında dolaşmak canımı sıkıyo. bi de ben baya beyazım hep bacaklarım morarıyo.
işte ben böyle kafama göre bi adamım... daha çok konuşcaz şimdiklik kaçtım dostlar xoxo
           

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...